24 Haziran 2008 Salı

beni bekleme kaptan

hayatım boyunca çalışmadan yaşamanın yolunu aradım. Belki, o yüzden yorgunumdur.

23 Haziran 2008 Pazartesi

masal masal içinde

Elime tırmanıp yeni ufuklara açılan karıncanın akıbetini merak ederken, cumartesi gün bir karıncayı daha elimde dolaşırken buldum. İlkini bıraktığım yere saldım onu da. Umarım birbirlerini bulmuşlardır. Kral karınca en yakın arkadaşını görünce ağlamış ve koşarak sarılmıştır belki ona.

18 Haziran 2008 Çarşamba

playing god

Ben kimim ki tanımadığım bir insanın karnını doyurayım. Nasıl karar verebilirim kimin tok kimin aç yatacağına. Zengin olayım, 3-5 çocuğa burs vereyim, şehrin bir köşesine aş evi kurayım ya da körlerin hayatını kolaylaştırmak için uğraşayım. Diğer mahalledeki açlara, sağır dilsizlere, yoluma çıkmayan dilencilere karşı hiç sorumluluğum yok mu?

16 Haziran 2008 Pazartesi

85%

bir karıncayı yuvasından alıp onun boyutları için gerçekten uzak bir alana bıraksak geri dönebilir mi? ya da orada yeni iş arkadaşları mı edinir. Belki de civardaki işçiler onu aralarına almazlar yada kendi krallığını kurar. yeni bir yuva yeni bir başlangıç. Ne de olsa o çok gezmiş maceracı ve sırf bu yüzden karizmatik bir karıncadır artık. En güzel senaryo bu sanırım.
Karınca olmak hiç de kolay değil kanımca.

1-2-3 yetmez

Futbolun politik doğrulukla uzaktan yakından alakası yok. Maalesef herkes bir Tugay Kerimoğlu değil.
Fatih Terim mahallenin bakkalı olsaydı alış-verişten itina ile imtina ederdim. Volkan komşum olsa çoktan kavga etmiş ve tahminen fena bir dayak yemiş olurdum. Emre Belozoğlu için söylenecek çok şey var ama ayıp olur.
Fakat gol olunca seviniyorum işte, Taraftar değilim ama taraf tutmayınca spor çok da eğlenceli değil.