26 Eylül 2008 Cuma

Highway to Hell

Kapıyı vurup çıktım bir daha o eve dönmemek üzere. Git dememişti ama önemli olan gitme dememesiydi. Eğer bakmak isterse görebileceği bir banka oturdum. Bir sigaradan fazlasına ihtiyacım vardı ama elimdekiyle yetindim.

Yarım saat içinde beni, en mutlı günlerimi geçirdiğim ama asla sevemediğim bu şehirden koparacak otobüse binmiştim. Doğduğum şehrin havasını içime çektiğimde ise burayı çok sevdiğimi ama asla yeterince mutlu olamayacağımı biliyordum.

25 Eylül 2008 Perşembe

gittiğin yerde mutlu ol

Fuat Söylemez öldü. Kim olduğu önemli değil, iyi bir adam olduğunu, bildiğim kadarıyla kimseye isteyerek zarar vermediğini, daima gülmek için bir sebep bulduğunu, dolu dolu yaşadığını ve ölürken yaşamı için mutlu olduğunu bilin yeter. Ben de bundan biraz daha fazlasını biliyorum onun hakkında ama birini sevmek için bu kadarı yeter de artar bana.

19 Eylül 2008 Cuma


Önümüzdeki bir sene boyunca ve canım sıkılırsa ondan sonraki bir sene daha yaşım 30 bugünden itibaren.

İyi ki doğmuşum yoksa kimi severdi annem.

Bugün için en önemli planım eski doğumgünlerimden elimde kalan birkaç hediyeyi bir araya koyup o günler için beni düşünen herkesi tekrar hatırlamak. Bir de çıkıp kendime bir hediye beğenmem lazım. Kaç gündür düşünüyorum bulamadım hala ne alacağımı. Yok şunu beğenir miyim, yok bu biraz ucuz mu gözükür, çok güzel ama biraz pahalı buna değer miyim. İnsanın kendine hediye alması çok zormuş. İnsan yaşadıkça neler öğreniyor.

17 Eylül 2008 Çarşamba

shiny happy people


Belirtmeliyim ki kendi keşfim değil. Ben okurken çok normal geliyordu hatta ama çevremde blog yazan neredeyse herkesin profilinde bir kafa karışıklığı lafı ya da aynı minvalde başka cümleler varmış. İnanmadım bir daha kontrol ettim tamamıyla doğru.

Kabul etmeliyim ki yakınımdaki insanlarla bir çok açıdan benzediğim için onlar yakınımda ama bugünden itibaren profilimi değiştiriyorum. Kafam karışık olsa da bunu bir ön kabul olarak görmek istemiyorum

16 Eylül 2008 Salı



yaşlılıktan ölmeyi hayal etmek bir inek için ne kadar imkansız.





Damien HIRST

"mother and child divided"

14 Eylül 2008 Pazar

I'd love to change the world but I don't know how to do

bir hafta sonra geleneksel doğumgünü kutlamalarımın 29'uncusu gerçekleşecek. Şenliklere zaman zaman katılım fazla olsa bir süredir beklenen ilgiyi görmüyor. bu senenin önemi oldukça büyük. doğduğum günün tam 29 sene geçti ve 30 olmadan yapmak istediğim kimi işler var. hayatımı var olan düzeninden çıkarıp geri kalan ömrümde istediğim hale soksam fena olmaz. Şimdilik herşey yolunda gidiyor bunun için. Biraz daha çaba göstermem gereken bir-iki konu kaldı.

9 Eylül 2008 Salı

working class hero

Bizden daha zengin insanların evlerine bakıyorduk. Böyle bir evde yaşamak ister misin dedi ve ben cevap vermeden devam etti.
-Bunu istediğini sanmıyorum". İstemek zorunda olduğunu hissediyorsun sanırım ama
zorunda değilsin ve seni rahatsız eden de bu. Ama bütün bunlara yalnızca sen karar
vereceksin.
Sanırım öyle diye cevap verdim içimden" "Böyle bir yaşamım olamayacağı için kendimi dışlanmış hissettim, hatta böyle bir yaşamı istemediğim için daha da dışlanmış hissettim. Meselenin büyük kısmı bundan ibaret dedim kendi kendime.
-efendim, anlamadım.
- yemeği dışarda yiyelim mi bu akşam dedim. Hatta bir şişe de şarap söyleriz yanında.

2 Eylül 2008 Salı

stairway to heaven


yorgundun ama 4 katın merdivenlerini koşarak çıkmama engel değildi bu. defalarca çıkmıştım ama bu sefer daha heyecanlıydım öncekilerden. Kalbim tırmanmaya başlamadan öncede yeterince hızlı çarpıyordu. Şu an bile heyecanlanıyorum hatırlarken.
Durdum nefesimin düzelmesini beklemek için ama bekleyemedim, elimdeki nergisleri kokladım ve arkama sakladım; sonra da zili çaldım.
Görmeyi umduğu son kişi bendim kapıyı açtığında oysa hep demişimdir "Kim O" diye sormadan kapı açılmaz. Nefesini içimde hissettiğmde çiçekleri sımsıkı tutuyordum hala.

1 Eylül 2008 Pazartesi

A Hard Rain's Gonna Fall

Günlerdir bekliyordum yağmuru, kokusunu alır almaz dışarı çıktım. Br sigara yaktım ve ateşin suyla savaşını seyrettim bir kaç dakika ve daha derin çektim içime dumanı ziyan etmemek için.
Damlalar içime işlesin, içimdeki pisliği temizlesin diye biraz daha bekledim.

En son ne zaman yağmur yağmıştı diye düşündüm. İçim kapkara olmuş o günden bu yana.