17 Mart 2009 Salı

I'm in love with my car

kimi insanlar sahip olduklarına gözü gibi bakarlar. kitaplarının tozunu alırlar, bilgisayarlarının monitörlerini özel temizleyicilerle silerler. Ayakkabiları boyalıdır her zaman, önlerine bir top düşse yolda yürürken, vurmazlar. Elbiselerine yağ bulaşsa ağlayacak gibi olurlar. Kolay kolay aşık bile olamazlar

kimileri ise pasaklıdır, umursamaz davranırlar. Bunların sürekli bir şeyleri kaybolur, çocukluklarından kalma bir tek oyuncakları yoktur, elektronik cihazları sıkça bozulur, en sevdikleri kitaplarını daha yakın olabilmek için ceplerinde taşırlar. Çok değerli sandıkları plakları kırılır unuturlar, her gün besledikleri hayvan bile ölse ağlamazlar. Çokça aşık olurlar fakat asla sahip olamazlar

11 Mart 2009 Çarşamba

nil karaibrahimgil söylüyor-kırık

inek sinek-inek sinek-inek sinek

5 Mart 2009 Perşembe

arkanı dön ve çık

sigara biter, içki biter, para biter, şarkılar biter, kitaplar biter, aşklar biter.
hiç bir şey unutulmaz sadece geride bırakılır

4 Mart 2009 Çarşamba

run to the hills

bu yazdıklarımı okuyanlar arasında tanımadığım biri varsa hatırlatmak isterim ki hayatımının kısa bir dönemi dışında hep şişmandım. şişman olmadığım dönemde ise ( bu durumu tanımlayan sıfat "zayıf" değildir) ruhum hep şişman kaldı. Bu sebepledir koşmayı değil sevmek; hiç istemedim bile. Bir kez dışında
Gecenin saat ikisiydi. O zamana kadar yaşadığım en büyük duygusal acıyla yatağın içinde kıvranıp duruyordum ve dışarısı -5 dereceyken çıkıp koşmak için içimde engellenebilir ama çok kuvvetli bir arzu duydum.
Şimdi anlıyorum ki koşmak isteği hayatta kalmak isteğidir ve aslandan kaçan büyükbüyükbüyük... babamızdan bize bırakılan değerli bir mirastır.