4 Mart 2009 Çarşamba

run to the hills

bu yazdıklarımı okuyanlar arasında tanımadığım biri varsa hatırlatmak isterim ki hayatımının kısa bir dönemi dışında hep şişmandım. şişman olmadığım dönemde ise ( bu durumu tanımlayan sıfat "zayıf" değildir) ruhum hep şişman kaldı. Bu sebepledir koşmayı değil sevmek; hiç istemedim bile. Bir kez dışında
Gecenin saat ikisiydi. O zamana kadar yaşadığım en büyük duygusal acıyla yatağın içinde kıvranıp duruyordum ve dışarısı -5 dereceyken çıkıp koşmak için içimde engellenebilir ama çok kuvvetli bir arzu duydum.
Şimdi anlıyorum ki koşmak isteği hayatta kalmak isteğidir ve aslandan kaçan büyükbüyükbüyük... babamızdan bize bırakılan değerli bir mirastır.

3 yorum:

bahadir dedi ki...

bendede gizli çukur kazma isteği var...çok bunalınca çukur kazmak istiyorum...ama çok yoruluyorum kazarken...

Adsız dedi ki...

ben hatırlıyorum küçüktüm dedim hadi buradan eve kadar yarışıyoruz iddaaya girdik ve ben kaybetmiştim ben kaybettim bakkk ben.nasıl olur dedim düşündüm heralde kulvar farklı da olsa koşmak insanı bir şekilde zinde tutuyo demek ki

masquerade dedi ki...

Konuyla direk bağlantı kuramayabilirsin ama hep şunu merak ettim.. bana aşık olan erkekler birden şişmanlasam hala bana aşık kalırlar mı? hani göbeğim kat kat olsa. . kollarımı kaldırınca etler sarksa, kalçalarımı tahmin bile edemiyorum..

yine öyle aşk dolu bakarlar mı? beni etkilemeye çalışırlar mı baygın baygın..

ya bakıyorum bazen, tombul tombul hemcinslerimizin elini tutan gayet cook erkekler oluyor.. o zaman bir kaç şey geçiyor zihnimden:

1- Bu adam kör mü?
2- Bu kadın sonradan mı şişmanlamış_
3- Hamiledir belki..
4- Ey tanrım bana da böyle bir adam nasip et..

ama şişmanlar daha güvenilir ve çekici geliyor bana.

:) meşgul ettim alanını..

bağışla.